NE KADAR YAYGINDIR?
Dünya genelinde 2012’de yaklaşık 300,000 yeni vaka tanılanmış olan laringeal kanser, erkeklerde en yaygın
görülen kanserler arasında 13. sıradadır. Hipofaringeal kanserin insidansı ise çok daha düşüktür. Gırtlak kanseri vakalarının sayısı ülkeden ülkeye değişiklik göstermesine rağmen, hemen her yerde erkeklerde kadınlardan daha fazla görülmektedir. Bu durum, gırtlak kanserine neden olduğu bilinen risk faktörlerine
maruziyetteki farklılıkları yansıtmaktadır. Her ne kadar gırtlak kanseri 55 yaş üzeri kişilerde daha yaygın
olmasına rağmen, genç hastalarda da bu bölgelerde tümörler gelişebilmektedir.

 

RİSK FAKTÖRLERİ
Gırtlak kanserlerinin %80’den fazlasına sigara ve alkol kullanımı neden olmaktadır. Gerek süre gerekse çeşitlilik açısından risk faktörlerine maruziyet arttıkça kanser gelişme riski de artmaktadır. Şimdiye kadar, aşırı miktarda sigara ya da alkol tüketen, altta yatan genetik anomalileri bulunan kişilerin hepsinde kanser gelişmemiştir. Son yıllarda yapılan araştırmalar İnsan Papilloma Virüsünün (HPV) gırtlak kanseri gelişme
riskini artırdığını göstermiş olmasına rağmen, bu durum, baş ve boyun bölgesinin diğer kanserleri için olduğu kadar büyük bir risk faktörü değildir. İşlenmiş besinlerce zengin, ancak taze sebze ve meyve açısından fakir bir diyet de gırtlak kanseri gelişme riskini artırabilir.

 

BELİRTİLER
Ses tellerinin bullunduğu bölge ve yemek borusunun üst tarafı yanyana durduklarından dolayı, bu bölgelerin birinde kanser bulunan hastalar benzer belirtiler gösterirler. Ses tonunda süreğen bir değişme (3 haftadan daha uzun süre boğuk ya da hırıltılı konuşma) ya da gıdaları yutmada güçlük (sıvı gıdalardan önce katı gıdalar güçlük çıkarmaktadır) en yaygın belirtilerdir. Diğer belirtiler şunları içerebilir

 

TANI
Yukarıda tarif edilen belirtilerin çoğu kanser dışı diğer durumların sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Bununla
beraber, söz konusu belirtilerin devam ettiği kişilerin baş ve boyun kanseri uzmanı tarafından değerlendirilmeleri önemlidir. Bu durumda, genellikle ağız, gırtlak ve boyun bölgesinin klinikte muayenesi yapılmakta, ayrıca hastanın detaylı öyküsü incelenmektedir. Gırtlak ve üst yemek borusu kanserlerine erişim güçtür, ayrıca genel anestezi altında endoskopiyle daha detaylı inceleme yapılması gerekebilir. Bu endoskopi sırasında, şüphe edilen bölgelerden alınan biyopsi örnekleri tanı koymaya yardımcı olabilir. Olası tümörün büyüklüğünü ve yaygınlığını belirlemenin yanı sıra, boyundaki lenf nodlarının tutulumunu belirlemeye yardımcı olması amacıyla, Ultrason, bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonansla görüntüleme (MRG) kullanılarak radyolojik inceleme yapılabilir. Larinks ya da hipofarİnks kanserlerini tanılayabilen kan testleri bulunmamaktadır, ancak genel anestezi öncesi daha genel bir değerlendirme kapsamında yapılabilirler.

 

TEDAVİ
Herhangi bir tümöre ilişkin tedavi seçenekleri; tümörün büyüklüğü, yeri, tipi ve çevredeki diğer yapıları tutulumu gibi çeşitli faktörlere bağlıdır. Larinks ve farinks kanserleri de bu açıdan farklı değildirler, ve bundan dolayı kişiye özel planlanacaktır. Geniş açıdan bakıldığında, larinksin erken evre
tümörleri cerrahi ya da radyoterapiyle tedavi edilebilmektedir. Biraz daha büyük olan laringeal ve hipofaringeal tümörler için radyoterapi ve kemoterapi kombinasyonu sıklıkla kullanıldığı halde, çok ilerlemiş hastalık çoğu zaman cerrahi rezeksiyonla tedavi edilmektedir. Her kişinin tümörü kendine özgü biyolojik özelliklere sahiptir, ki bu durum, kanserin nasıl geliştiğini etkileyebilmektedir. Biyolojik tedaviler bu özellikleri hedef alabilen, kanser hücrelerinin büyümelerini ve bölünmelerini durdurabilen tedavilerdir.

 

GIRTLAK KANSERİ SIK SORULAN SORULAR

GIRTLAK KANSERİNİN EVRELERİ NELERDİR?
Tüm kanserler gibi gırtlak kanseri de, başlıca hastalığın yayılma alanı ve tümör tipinin agresifliği baz alınarak, klinisyenler tarafından gruplara ya da evrelere ayrılmaktadır. Bu evreler I’den (köken aldıkları dokuları andıran küçük, erken evre tümörler, ki iyi farklılaşmış da denmektedir) evre IV’e (köken aldıkları dokuya benzemeyen, kötü farklılaşmış olan, büyük, çok ilerlemiş tümörler) kadar çeşitlenmektedir.

 

LARİNKS / FARİNKS KANSERLERİ YAYILIR MI?
Ne yazık ki, erken tanı konulmaması halinde, kanser hücreleri gırtlak ya da üst yemek borusundan boyun bezlerine (lenf nodları), hatta akciğerlere ve karaciğere kadar yayılabilmektedirler. Başka yerlere yayılan kanserin tedavisi daha zor olduğundan dolayı, hastalığın olabildiğince erken teşhisi ve tedavisi gerekmektedir.

 

EĞER GIRTLAĞIMDAN AMELİYAT OLURSAM DAHA SONRA KONUŞABİLECEK MİYİM?
Ses tellerini tutan küçük tümörler larinksin ana yapısına dokunmadan alınabilmektedir. Bu durumda, sesin kalitesinde boğuklaşma ya da kalınlaşma gibi bazı değişimler olabilir, ancak genel olarak bu durum sorun yaratmamaktadır. Eğer tümörler daha büyükse, larinksin tamamen alınması gerekebilir (bu operasyona larinjektomi denir). Bu durumda bile valfler ya da elektronik cihazlar kullanarak ses düzeltilebilmektedir. Ancak bu durumda sesiniz normal sesinizden çok farklı çıkacaktır ve sonuç tahmin edilemez.

 

NORMAL ŞEKİLDE YUTKUNABİLECEK MİYİM?
Hem cerrahi hem de kemoradyoterapi güvenli olarak yutkunma yeteneğinizi etkileyebilir. Bu durum, kemoradyoterapiden sonra gırtlağın kurumasına neden olan tükürük salgısı yokluğundan dolayı yutkunma mekanizmasının gerektiği şekilde çalışmamasından kaynaklanabilir. Tedavi sırasında burun yoluyla doğrudan mideye uzatılan bir tüpten destekleyici sıvı gıdaların verilmesi gerekebilir.

 

GIRTLAK KANSERİNDE İYİLEŞME MÜMKÜN MÜDÜR?
Evet. Kanser büyük olmadıkça ve alınması mümkün olmayan çevre dokulara sıçramadığı sürece ya da vücudun uzak bölgelerine yayılmadıkça, tedavinin amacı hastalığı iyileştirmek olacaktır. Ne yazık ki, çok küçük tümörler bile tamamen alındıktan sonra ilerleyen zamanda nüksedebilirler veya bilinen risk faktörlerine maruziyetin devam etmesi halinde yeni bir kanser gelişebilir.

 

EĞER GIRTLAK KANSERİYSEM SİGARAYI BIRAKMALI MIYIM?
Evet. Sigara içmeye devam etmeniz tedavinin etkisini azaltacağı gibi iyileşmenizi de güçleştirebilir. Ayrıca, sigara içmeye devam etmeniz kanserin tekrarlama riskini ya da gelecekte yeni bir kanserin gelişmesi olasılığını artıracaktır.

 

TEDAVİDEN SONRA NE SÜREYLE ÇALIŞMAMALIYIM?
Bu durum, ihtiyaç duyulan tedavinin süresine bağlı olarak çok değişebilir. Küçük tümörlerin cerrahi tedavisinden sonra sadece birkaç hafta çalışmamanız yeterli olabilir. Radyoterapi kürleri ise birkaç hafta sürebilir ve ardından belirli bir süre daha çalışmamanız gerekebilir. Majör cerrahi ya da kemoterapi ve radyoterapi ile uzun süreli tedavi durumunda ise birkaç ay işinizden uzak kalabilirsiniz.